Meteliksiz ama sevimli Stefano (Danilo Micheli) ve Diana (Anna Massarelli) çifti otel odalarından atılır. Neyse ki üst katın penceresinden bir kadın kendini aşağı atar ve böylece eşyalarıyla birlikte kaçabilirler.
Paraya sıkışmış olmaları nedeniyle çiftin bir sonraki durağı at yarışları olur. Burada tuhaf görünüşlü bir kadın (Anna Bruna Cazzato), gizemli bir kapıdan geçmesine yardımcı olması halinde Stefano’ya bir sonraki yarışta birinci gelecek atı söyleyeceğini vaat eder. Stefano ya merak ettiği ya da gerçekten son derece saf olduğu için bu teklifi kabul eder.
At birinci gelir ve gizemli yabancı, Kontes Angela Stefano ve Diana’yı malikanesine ve sürrealist, büyüleyici tuhaflıklarla dolu dünyasına getirir. Çok geçmeden başka bir gizemli kadın (Mirella Venturini) onlara katılır ve bol miktarda seks ve çıplak danslar ile Stefano’nın yaşam enerjisi tehlike altına girer.
Blow Job değerlendirmesi zor bir film. Bu, ev yapımı sürrealizmi ve bu türün (İtalya’dan geliyorsa) genellikle vaat ettiği çıplaklık ve heyecanlı tuhaf diyalogları eksiksiz yerine getiren ucuz bir exploitation filmi. Diğer bir deyişle, favorilerimden bazıları gibi kafa karıştırıcı, tuhaf ve kafa karıştırıcı bir şekilde seksüelleştirilmiş bir filmdir. Bununla birlikte yönetmen Alberto Cavallone, caz müzik eşliğindeki çıplak danslar ve tuhaf davranışlı insanları sihir ve ezoterik bir temaya oturtmakta kararlı. Cavallone ‘nin bu fikre gerçekten inanmış olduğunu düşünüyorum, öyle ki film genelinde sadece onun gibi bu fikre inanacak birisinin ilgisini çekecek birçok unsur bulunuyor. Sonunda bir İtalyan tuhaf exploitation korku filminin neler olduğunu izleyiciye açıklamaya çalışması gerçekten çok hoş ama filmin new age laf kalabalığı, açıklanmayan tuhaflıkların yaratabildiği o kusursuz etkiyi çoğunlukla zayıflatıyor.
Elbette bu filmin izlenmeyecek kadar kötü olduğu anlamına gelmiyor. Daha doğrusu, Jess Franco filmleri gibi daha mantık çerçevesindeki ve çok daha ılımlı filmlerle karşılaştığında dahi izlemekten vazgeçenler için tam anlamıyla izlenemeyecek kadar kötü bir deneyim olacaktır ama bu elbette beni ilgilendirmiyor.
Ucuz güzelliklere doyduğumuz anların sayısı yeterli ve bir de sihir temasını telafi etmek için son derece saçma bir grup seks sahnesi bulunuyor. Açıkçası, her ne kadar yönetmeninin gözünde canlandırdığı şey biraz aptalca ve oldukça anlamsız olsa da ve potansiyel izleyici kitlesinin yarısını kaçıracak olsa da, yönetmeninin tam olarak gözünde canlandırdığı gibi olmasına çalışılan bir filmi eleştirmeyi kolay bulmuyorum.
Cavallone’nin yapmış olması gereken şeyin, tıpkı filmdeki oyunculara verdiği tavsiyede olduğu gibi bütün bu açıklamaları unutup olayları akışına bırakmak olduğunu düşünüyorum.
Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)

Yorumunuz: