iyiköfüfilm

29
Mar
2012

Blood on Satan’s Claw (1971)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı. Yorum Yok

Altmışların sonu ve yetmişli yılların başında ingiliz korku sinemasında kısa bir süre varlık gösteren ve “Folk Horror” olarak adlandırılan alt türü, “Wicker Man” filmi çerçevesinde anlatmaya çalışmış, bu arada türün bilinen örneklerinden birkaç ismi de zikretmiştik. İngiliz folklorünün pagan inanışlarıyla hristiyanlık dini arasında bir yerde bulunan şeytanın, kelimenin gerçek anlamıyla “vücuda gelme” hikayesini anlatan önemli bir film var sırada. Filme geçmeden önce bir hatırlatma yapmam gerekiyor sanırım. Bir filmi belli bir tür içerisinde değerlendirmek, ortak unsurları analiz ederek seyircinin kavrayışına rehberlik  edebilecekse de, hiçbir zaman kusursuz kesinlikte bir yol haritası çizme yeterliliği ve iddiasına sahip olamaz. Film, anlatılan türün sınırlarından taşan özelliklere sahip olduğu kadar, bir başka yerde, bir başka tür içerisinde de değerlendirilebilir. Ya da belki, yazılanların hepsi uydurmadan ibarettir; filmi çeken, apayrı dünyaların izini sürmektedir.

1970 tarihli Blood on Satan’s Claw, başrolünde dönemin korku ve seks komedilerinin yıldızı Linda Hayden‘ın yer aldığı, yönetmenliğini o tarihe kadar korku türüne hiç bulaşmamış Piers Haggard‘ın, yapımcılığını ise meşhur Hammer Stüdyolarına rakip olmuş (ama tutunamamış) Tigon‘un üstlendiği bir film. Tigon‘un sicilinde bu filmden önce Witchfinder General‘ın bulunduğunu belirtmeden geçmeyelim.

17. yüzyılda İngiliz kırsalı. Ralph Gower, Edmonton’ların tarlasını sürerken tek gözlü tuhaf bir kafatasına rastlar. Durumu o sırada bölgeye Londra’dan ziyarete gelmiş  yargıca bildirir. Ama kafatası gizemli bir şekilde ortadan kaybolduğundan söyledikleri ciddiye alınmaz. Bu esnada, genç Peter Edmonton nişanlısı Rosalind’i çiftliğe getirir. Geceyi çatı katındaki bir odada geçirecek olan Rosalind, karanlık bastırdığında bilinmeyen bir varlık tarafından rahatsız edilir ve çıldırır. Sabah akıl hastanesine götürülürken elinin bir tür canavar pençesine dönüştüğünü görürüz. Kısa sürede diğer köylüler de pençenin virütik varlığından etkilenerek lanetlenirler. Pençenin lanetinden nasiplenip şeytan tarafından ele geçirilen Angel Blake (Linda Hayden), pederi baştan çıkarır ve kendisini tecavüzle suçlar. Galeyana gelen köylünün yarattığı kargaşadan yararlanarak akranları arasına şeytani planını gerçekleştirmeye yarayacak kanlı tohumları ekme işine koyulur. Şeytanın her bir parçası, genç bedenlerin üzerinde filizlenmektedir.

Filmde cinsellik ve doğurganlık temalarının yoğunluğu, genellikle cadı avı filmlerinde geri planda kalan anaerkil yapıyı,  özgürleştirici ve put kırıcı (!) olarak görmeye zorluyor bizi. Gerçekten de tarihsel olarak cadı avının temelinde yatan kadın bedenini hapsetme, hazzı yok etme niyetinin karşısında duran anaerkil bir inançla karşı karşıyayız aslında. Hikayede şeytanın (ya da tapınılan gücün) vücut bulması sırasında tanıklık ettiğimiz kıllı beden parçaları ve ayinlerin cinsel niteliği, cadılık kültünün tapındığı, cinsel birleşmenin mümkün ve zorunlu olduğu bol kıllı, boynuzlu yaratıkları hatırlatıyor. Burada kadın artık mevzut düzenin baskı altına alınmasını buyurduğu  varlığından sıyrılıp yaratıcı ve arzulanan bir özne haline geliyor. Senarist Robert Wynne-Simmons ise  kalıtsal kötülük ve kötülüğün cinselliğinden dem vururken filmin bir başka kışkırtıcı tarafına dikkat çekiyor: “Eski inançları ortadan kaldırmak… Her türden köhnemiş inancı tanrı tanımaz bir anlayışla zihinden defetmek… Kararlı bir aydınlanma…” Yukarıda sözünü ettiğim put kırıcı sözünün kendi içinde taşıdığı güzel çelişki buradan kaynaklanıyor bence.

Sonuç bölümünde oluşturduğu söyleminde aynı özgürlükçü çizgiyi tutturamıyor Blood on Satan’s Claw. Erkek otorite figürü, uzun süreli bir kayboluşun ardından çiçek açmış ne varsa toprağın altına gömmek üzere geri dönüyor. Çekildiği tarihin iki yıl öncesinde  değişim rüzgarlarının taşıdığı sağanak yağmur bulutlarının resmini çizmiş olabilir mi yönetmen? Neden olmasın?

Murat Ocakcan (ocakcan@gmail.com)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebookta paylaş Twitterda paylaş Mail ile gönder



  1. Henüz yorum yapılmamış.

Yorumunuz:


İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni