Begotten yönetmenliğini E.Elias Merhige’nin yaptığı 1991 yapımı bir deneysel korku filmi. Siyah beyaz olarak çekilen filmde hiç diyalog yok. Yaşanan acıları imajlarla anlatan, hışırtıların kullanıldığı filmde müzik de yok. Yönetmen Merhige bir röportajında filmi yaparkenki ilk esin kaynağının 19 yaşında geçirdiği trafik kazası sonucu ölüme olan yakınlaşması olduğunu söylüyor. Aslında film bir üçlemenin ilk filmi olarak düşünülmüş. Fakat yönetmenin finansal açıdan yaşadığı olumsuzluklar diğer iki filmin yapılmasını etkilemiş. Bu resmi olmayan üçlemenin ikinci filmi 14 dakikalık Din of Celestial Birds ise 2006 yılında gösterilmiş. Begotten yaradılışı sorgularken, ikinci film Din of Celestial Birds ise evrimi konu alıyor.
Bir sandalyede oturan adam elindeki jiletle bağırsaklarını dışarı çıkarır ve ölür. Kanlı elbiselerinin altından, onun kalıntılarından ortaya çıkan kadın ise adamın vücudundan gelen sıvıyla kendisini hamile bırakır. Yetişkin bir çocuk doğuran kadın, oğluyla birlikte birileri tarafından ele geçirilir ve işkence görmeye başlarlar. Filmi konu olarak ele almak, anlatmaya çalışmak oldukça güç. Çünkü geleneksel, bildiğimiz anlamda bir konu yok filmde.
Yaradılış üzerine kurgulanan film, birçok dine ve pagan inanışına gönderme yapıyor. Meryem’in hamile kalması ve filmde de kadının hamileliği ile Hıristiyan inanışına da değiniyor. Benzer bir mit de antik Mısır mitolojisinde de yer alıyor. Isis’in ölmüş tanrı Osiris’in penisi ile kendisini hamile bırakıp Horus’u doğurması gibi.
Filmle ilgili teknik açıdan bir şeyler söylemek gerekirse, stresli ve ürkücü bir atmosfer yaratmak, ışık-gölge oyunu ortamı yaratabilmek için filmin her sahnesi tekrar fotoğraflanmış. Ham görüntüler çekildikten sonra en uygun pozlama ve filtrasyon belirlenip her kare için tek tek uğraşılmış. Bu da her bir fotoğraf için yaklaşık 10 saat kadar bir sürenin harcanmasına sebep olmuş. Ayrıca filmde yer alan oyuncular Theater of Material isimli deneysel oyunlar oynayan bir tiyatronun oyuncularından oluşuyor.
Filmin yapıldığı dönem olan 1991 yılında Time, Film Comment, The Hollywood Reporter, The New York Newsday gibi yerlerde film 1991 yılının en iyi 10 filminin içinde gösterilmiş. Hatta bazı kişilere göre modern zamanların en iyi filmi. Hiç şüphe yok ki filmi seven ya da nefret edenlerin ortak bir görüşü olarak filmin bir eşi daha yok.
Begotten üzerinde konuşması, yorum yapması zor bir film. Ortaya çıkış amacı izleyiciye iyi, güzel vakit geçirtmek olmayan film zaten bunların hiçbirisini yapmıyor. Acımasız sahnelerle dolu film, insanı oldukça rahatsız ediyor.
Tolga DemirtaÅŸ (tolga@iyikotufilm.com)
zor bir film begotten rahatsiz edici bir film.onemli bir film .
Bir sinema tutkunu olarak bu film hakkında görüşlerimi bildirmek isterim. Kesinlikle izlemediğim bir filmi tarzım olmadığı iç önyargılı yorumlar yapmıyorum.Bu filme net ortamında bir çok arkadaş Şaheser, başyapıt, gerçek sanat filmi olarak nitelendirmiştir. Benim kanaatime göre film o kadar rüküşki bırakın izleyip zaman kaybetmeyi, posterine bile bakarken kaybetdiğiniz o 3-5 saniyeye yazık.
Film borusuna Kamera lensi sıkıştırlmış elektrikli süpürgeyle, yada Hitler döneminden kalma kamerayı müzeden ödünç alarak yapılmış, Her kes büyük bir sanat adamıymış gibi bu film hakkında övgüler yaÄŸdırmış ama nedense eleÅŸtirenleride hiç sanat adamına yakışmayacak biçimde küfürle karşılık vermiÅŸler. Ä°tiraf edelim ki, iMDb`den filmin Cast List`ine bakmadan, yada net ortamında hakkında bilgi edinmeden film hakkında hiç kimsenin bir fikri olamaz. Evil Dead filminde Ormandaki evin çakmasın`da bir adam intihar ediyor ki kanımca herif parkinson hastası. Allah aÅŸkına o adamın “Ä°ntihar Eden Tanrı” olduÄŸunu nerden anladınız çok merak ediyorum? Yada ona sakso çeken kadının “Toprak Ana” olduÄŸunu? Tabi ki, bir yerlerden okumasaydınız karar veremezdiniz? Ya filmin gerisi? Hiç kimsenin hiç bir fikri yok. Sadece övgüler. Saçma sapan gereksiz 33Bin dolara yapılmış bir film. Bana göre Begotten: “1902 Yılının Kamerasıyla Evil Dead`de ki evin çakmasında ilk 7-dakikası çekilmiÅŸ, baÅŸ rollerini sokakda uyuyan ayyaÅŸların paylaÅŸdığı ve 70 dakika Oarkinson hastalarının boÄŸazlarına ip dolanarak titremelerinin kayda alındığı bir filmdir. Öyle berbatki, bırak zihinsel kavramayı, filmde görsel anlaşılır kısımlar sadece 43-dakika. Yani diÄŸer 32 dakikanı filmden çıkarıp ayrıca izlesen bir tane bile bulanık bile olsa görüntüyü anlayamazsınız. EÄŸer bu film sanatsa o zaman L.Da Vinçi “MonaLiza”ı , A.Rodin “Düşünen Adam”ı boÅŸuna yapmış. Bana göre Recep Ä°vedik yahutda Ä°MDb`nin 250 en kötü film listesindeki 250 sıradaki film bile bundan daha iyidir. Çünkü en azından o film Dünyanın ilk 250 en kötü film arasına girmiÅŸ.
Baş yapıt.. ilk dakikadan itibaren ciddi derecede insanı rahatsız eden,mantık isteyen bir film, sadece izleyin..
Yorumunuz: