iyiköfüfilm

Diğer adıyla Schiave bianche: violenza in Amazzonia, cannibal filmleri furyasının son örneklerinden biri. Film pazarlama stratejisi olarak Cannibal Holocaust filminin devamı olarak lanse edilmesine karşın birbirinden tamamen farklı filmler. Fakat şunu belirtmeden de geçemeyeceğim ki The Man from the Deep River (1972) filmiyle de bir o kadar benzer özellikler taşıyor.

Film izlemesi zor şiddet sahneleri ve bazı belgesel tarzı gerçek hayan ölümleri içeriyor fakat bu hayvanların ölüm sahneleri Cannibal Holocaust’ta olduğu gibi insanlar tarafından gerçekleştirilmiyor, kendi doğal ortamlarındaki av-avcı ilişkisi içerisinde izleciye sunuluyor. Filmin bir diğer ilginç özelliği ise aşırı gore sahnelerin yanında filmden beklenmeyecek ölçüde duygusal anlar yaşatıyor olması.

Film genç bir kızın mahkemede yargılandığı bir sahne ile açılıyor. Catherine Miles, ailesini, teyzesini ve eniştesini öldürmekle suçlanıyor. Catherine, İngiltere’de yatılı bir lisede okumaktadır. Tatilde ailesinin yanına Amazon bölgesine gider. Ailesi, teyzesi ve eniştesi onun gelişini kutlamak için tekneyle Amazon nehrinde bir gezintiye çıkarlar. Fakat birden nereden geldiği belli olmayan zehirli okların anne ve babasına isabet ettiğini görür. Kendisine gelen oku çıkartmaya çalışırken zehrin etkisiyle yere yığılır gözlerini açtığında başucunda Umukai adında bir yerli durmaktadır.Yerliler Catherine’i kabilelerinin olduğu yere götürür ve bir açık arttırma sonucu kabilenin en zengini tarafından satın alınır. Burada Catherine’in bakire olduğu anlaşılır ve bekaretini bir ritüel esnasında tahta parçasıyla kaybeder. Bu arada Umukai Catherine’e sırıl sıklam aşık olmuştur ve filmin ilerleyen bölümlerinde onun hem kurtulmasında hem de ailesinin intikamını alma konusunda ona yardımcı olur.

Filmimiz tam anlamıyla bir istismar filmi olmakla birlikte istismar filmlerinin en belirgin özelliklerinden olan şiddet ve çıplaklığı da sonuna kadar kullanmaktan çekinmiyor. Film bunun yanı sıra ticari kaygılardan dolayı birçok türün de özelliğini yansıtıyor.  Örneğin suç, dram, macera ve cannibal türlerini harmanlamaya çalışıyor. Yine istismar filmlerinden aşina olduğumuz kadına uygulanan şiddet biraz törpülenmiş. Benim için filmin tek hayal kırıklığı yerlilerin diğer cannibal filmlerine göre oldukça düzgün tiplerden oluşması.

Filmin yönetmeni Mario Gariazzo 1960’lı yılların başında yönetmenlik kariyerine başlamış olmasına karşın filmlerinin sayısı 19’u geçmemiş. Bu İtalyan istismar filmi yönetmenlerinde görmeye alışık olmadığımız bir durum.

Eğer 1977-1981 “Cannibal Boom” dönemi filmlerinin hayranıysanız film sizi biraz hayal kırıklığına uğratabilir çünkü başta da belirttiğim gibi bir cannibal filminden beklenmeyecek derecede (ilk cannibal filmi olan The Man from the Deep River da olduğu gibi) yumuşak bir cannibal filmi.

Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebookta paylaş Twitterda paylaş Mail ile gönder



  • Utku Uluer
    27 May 2012 17:15

    kapağı güzel gerisi sıkıcı filmlerden birisi posterleir güzel ama

  • Yorumunuz:


    İyiKötüFilm Hakkında
    İyiKötüFilm Röportajlar
    İyiKötüFilm Bağlantılar
    Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

    İyiKötüFilm Feeds


    İyiKötüFilm
    yeni