Una Vela Para El Diablo, uluslararası piyasadaki ismiyle A Candle For The Devil ve yahut It Happened In Nightmare Inn, 1973 yılı yapımı bir İspanyol korku filmi. Özellikle İngiliz korku sinemasının ağır toplarından Christopher Lee ile Peter Cushing’i bir araya getiren 1972 tarihli Horror Express (Pánico En El Transiberiano) filminin yanı sıra westernden komedilere kadar uzanan çok geniş bir tür yelpazesinde eserler veren Eugenio Martín’in elinden çıkmış olan film, temelde dinsel korkuyu kendine has bir senaryo ile işliyor.
Dinsel dediysek, bu filmde göz boyayan ayinler ya da iblisler yok. Ama özellikle İspanyol sinemasında beni her daim çeken Katolik inancıyla bağdaştırılmış korku unsurunun yarattığı katil, gerçek hayatta rastlayabileceğimiz kadar yakın bir imaj çizmekte. Kısaca senaryonun ayakları yere basan bir tarafı olduğunu söylemek olası. İşte bu nedenle de oldukça inandırıcı.
İspanya’nın küçük bir kasabasında pansiyon işletmekte olan iki geçkin kız kardeş etrafında döner film. Abla Marta (Aurora Bautista) ve kardeşi Veronica (Esperanza Roy), küçük bir kasabada yaşamanın getirdiği baskıyı üzerlerinde öylesine fazla hissederler ki, teraslarında üstsüz güneşlenmekte olan İngiliz genç kızın yanlışlıkla ölümüne sebep olmalarının ardından, kazaya ilahi bir anlam yükleyerek ardı arkası kesilmeyecek bir cinayet silsilesini tetiklerler. Özellikle inancına körü körüne bağlı olan ve daha sert bir kişilik sergileyen abla Marta’ya göre genç kızın ölümü, işlediği günahın cezası olarak kendilerine verilmiş bir emirdir neredeyse. Ölen kızın kardeşi Laura (Judy Geeson), pansiyona vardığında, Marta ve Veronica, kıza, kardeşinin o sabah ayrıldığı yalanını söylerler. Bu duruma bir anlam veremeyen Laura, kardeşi döner umuduyla kısa müddet konakladığı pansiyonda kardeşinden hiçbir haber alamayarak ve de kadınların diğer müşterilere davranışlarını görerek, şüphe tohumlarını yavaş yavaş ekmeye başlar.
İlk kaza-cinayetinin ardından ikincisinin gelmesi şükür ki çok sürmez. Pansiyona tek başına gelen Hollandalı fingirdek bir kız, yalnızca bağnaz kasabanın erkeklerini yoldan çıkarmakla kalmaz, hem Marta’nın hem de Veronica’nın bastırılmış cinselliklerinin gün yüzüne çıkmasına da neden olur. Hoş, kirli çıkı Veronica, zaten bir süredir pansiyona gelip giden kendinden oldukça genç bir oğlanla, ablasından habersiz kırıştırmaktadır. Veronica’nın karakterine yapılan zoomlar, inancını cahilce yaşayan saf insanlara örnek vermek açısından idealdir.
Cesetleri ustaca ortadan kaldırarak etrafta “fazla” iz bırakmayan ikili, kör inanca mahalle baskısının eklenmesiyle işledikleri son cinayetle birlikte, baltayı taşa vurarak, sonun başlangıcına merhaba demek zorunda kalırlar.
“Günler günleri kovalar…” gibisinden pembe dizi formatına sokmadan konuyu, kısaca söylemek gerekirse, kendi içine kapalı bir yaşam alanında, yaşamını inanç odaklı sürdüren insanların yoldan nasıl çıkabileceklerine ilginç bir örnek olarak gösterilebilecek filmin en güzel yanı çekimlerin yapıldığı mekanlar. Kasaba olarak İspanya’nın güneyindeki bir ortaçağ kasabası olan Ronda Dağları arasına yerleşim birimi ve Grazalema kullanılmışken, Laura’nın kasabayı gezmek amacıyla ziyaret ettiği müze aslında Madrid yakınlarındaki El Paular’da bulunan Santa Maria Kilisesi. Söz konusu mekanlar dolayısıyla daha ilk dakikadan filme bir sempati besleyerek başlamak olası.
%10 gerilim, %35 cinsellik, %45 şiddet ve %15 gizem unsurlarıyla iyi bir harman yakalamış film, bir başyapıt değil elbette ama döneminde çekilmiş onlarca korku filmi arasından kendini sıyırmasını bilecek kadar da karakterli bir film. Ne demişler; “Sürüden ayrılanı kurt kapar”. Yalnız gezen turist kıza söyledim, okuyucu sen anla!..
Tuğba Keleş (ninjatugba@gmail.com)

- Etiketler: Antonio Fos Aurora Bautista Blanca Estrada Candle For The Devil Christopher Lee Esperanza Roy Eugenio Martín Horror Express İspanyol Korku Filmleri İspanyol Korku Sineması İspanyol Sineması It Happened In Nightmare Inn Judy Geeson Lone Fleming Pánico En El Transiberiano Peter Cushing Una Vela Para El Diablo Víctor Alcázar
Yorumunuz: